İsrail ordu güçleri, hava kuvvetleri koruması altında Batı Şeria’nın kuzeyinde yer alan Cenin, Tulkerim kentleriyle mülteci kamplarına, Tubas yakınlarındaki El-Faria Mülteci Kampı’na baskın düzenledi.

Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, saldırılarda ilk belirlemelere göre 10 Filistinlinin hayatını kaybettiği kaydedildi.

Bu saldırının, İsrail’in Batı Şeria üzerindeki kontrolünü genişletmeyi ve İsrail askeri yönetiminin Batı Şeria’ya geri döndüğünü duyurmayı amaçladığı ifade ediliyor.

Cenin kenti dört bir koldan kuşatıldı

Cenin Valisi Kemal Ebu Rub, İsrail ordusunun kenti dört bir koldan kuşattığını; giriş ve çıkışları engellediğini aktardı.

Ebu Rub, “İsrail askerleri kentteki hastaneleri kuşatma altına aldı, buldozerlerle şehrin altyapısını tahrip etti; sokakları, kanalizasyon, elektrik, su ve iletişim ağlarını kullanılamaz hale getirdi.” dedi.

“Kentin ana caddeleri ve meydanları moloz yığınına dönüştü.” diyen Ebu Rub, “Cenin’de yaşananlar tam manasıyla bir savaş; hava kuvvetleri kent semalarında sürekli seyir halinde.” ifadesini kullandı.

Ebu Rub, İsrail’in kendilerine her an Cenin Devlet Hastanesi’ne saldırabileceklerini bildirdiğini aktardı.

Görgü tanıklarının aktardığına göre, İsrail askeri araçları Tulkerim’de ana caddeleri buldozerlerle yıkmaya başladı, hastaneleri kuşattı ve binaların çatılarına keskin nişancılar yerleştirdi.

Faria Mülteci Kampı’nın da İsrail askerleri tarafından kuşatıldığı ve kampın semalarında İHA’lar ile yoğun uçuşlar yapıldığı kaydedildi.

“İsrail bu saldırılarla belirli hedeflere ulaşmayı amaçlıyor”

Yabous Araştırma Merkezi Müdürü Süleyman Beşşarat, “İsrail, Batı Şeria’nın kuzeyindeki saldırılarıyla belirli hedeflere ulaşmayı amaçlıyor.” dedi.

Bu hedeflerin başında “Batı Şeria’ da İsrail askeri yönetiminin geri dönüşünün bir duyurusu olarak İsrail’in bölgede kontrolü yeniden sağlaması” gibi siyasi amaçların geldiğini aktaran Beşşarat, şunları kaydetti:

“İsrail, Filistin devletinin çekirdeği olacak herhangi bir Filistinli siyasi varlığın kurulmasını engellemeyi amaçlıyor. Bu, İsrail hükümetinin Oslo Anlaşmalarına göre ‘B’ olarak sınıflandırılan Filistin topraklarının İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich tarafından denetlenen sivil ve askeri idare altına alınması yönünde yakın zamanda aldığı kararlarla oldukça uyumlu.”

Batı Şeria’nın kuzeyindeki saldırıların İsrail Meclisi’nin uluslararası toplumun Filistin devletini tek taraflı olarak tanıması girişimine itiraz eden kararı oy çoğunluğuyla kabul etmesinin yansıması olduğunu belirten Beşşarat şöyle devam etti:

“İsrail hükümeti, öncelikle Batı Şeria’daki yerleşimleri güçlendirme, Filistin varlığını egemenlik ve siyasi statüden yoksun bir hale dönüştürme, Yahudileştirme projelerinin geri kalanını Filistin direnişi olmaksızın hayata geçirme planlarını gerçekleştirmek amacıyla bölgedeki Filistinlileri boyunduruk altına almaya çalışıyor.”

Beşşarat, “Ordu başta olmak üzere İsrail askeri yapısının, bu askeri operasyon aracılığıyla ulaşmaya çalıştığı bir diğer hedef de orduya olan güveni yeniden tesis etmek.” dedi.

Filistinli uzman, “Bu nedenle, bir sonraki aşamada İsrail’in bu yöndeki önlemlerinin daha da tırmandığına tanık olabiliriz. Bu,1987’de patlak veren ilk Filistin intifadasına veya 2000’de gerçekleşen ikinci Filistin intifadasına benzer şekilde, Filistinliler ile işgalciler arasında kapsamlı bir çatışmanın yolunu açabilir.” diye konuştu.

İsrail’den yeni bir saldırı: “Yaz Kampları Operasyonu”

İsrail’de yayın yapan Kanal 14’ün haberinde, Cenin ve Tulkerim baskınlarının 2002’de İsrail ordusunun yürüttüğü “Savunma Kalkanı Operasyonu”ndan bu yana en geniş çaplı saldırı olduğunu aktardı.

İsrail, bugün başlattığı saldırıları “Yaz Kampları Operasyonu” olarak isimlendirdi.

Ordudan yapılan açıklamaya göre, saldırılar, Batı Şeria’nın kuzeyinde özellikle de Tubas ilindeki Faria Mülteci Kampı, Cenin ve Tulkerim’de yoğunlaşıyor.

Ordu, kara kuvvetlerine destek amacıyla saldırılara savaş helikopterleri ve insansız hava araçlarının (İHA) da katıldığını ifade etti.

Saldırılarının birkaç gün süreceğini açıklayan ordu, baskına gerekçe olarak bazı iddialar öne sürdü.

Savunma Kalkanı Operasyonu, İsrail’in 2002’de Batı Şeria’da Filistin kontrolündeki kentlere düzenlediği ve İkinci İntifada’yı sona erdirme amacı taşıyan operasyona verilen isim olarak biliniyor. Bunun, İsrail’in, 1967’deki Altı Gün Savaşlarından sonra düzenlediği en geniş kapsamlı operasyon olduğu ifade ediliyor.

İsrailli Bakan’dan “Batı Şeria’da Gazze’deki gibi davranma” çağrısı

İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz, Batı Şeria’daki baskının başlamasının ardından bir açıklama yaptı.

Katz, İsrail ordusunun Batı Şeria’nın kuzeyindeki Cenin ve Tulkerim mülteci kamplarına baskın başlattığını belirterek, “İran’ın Ürdün’den silah kaçırarak burada kapsamlı bir terör yapısı kurmaya çalıştığını” ileri sürdü.

Tel Aviv’in Batı Şeria’daki “tehdide karşı Gazze’deki gibi muamele etmeleri gerektiğini” savunan Katz, buradaki Filistinlilerin de “Gazze’de yapıldığı gibi topluca zorla yerinden edilmesi” gibi tüm adımların atılması gerektiğini iddia etti.

İsrailli Bakan, “bunun her şey için bir savaş olduğunu ve kazanmaları gerektiğini” dile getirdi.

Filistinli gruplar İsrail’in saldırılarına karşı mücadele ediyor

Buna karşılık, İslami Cihad Hareketi’ne bağlı Cenin, Nur Şems ve Faria Mülteci Kampı tugayları, Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin El-Kassam Tugayları ve Fetih Hareketinin silahlı kanadı El-Aksa Şehitleri Tugayı’ndan birbirini takip eden açıklamalar geldi. Açıklamalarda Filistinli gruplar, İsrail’in saldırılarına karşı koymak için çabaladıklarını duyurdu.

İsrail güçlerini patlayıcılar, el yapımı bombalar ve mermilerle hedef aldıklarını bildiren Filistinli gruplar, sayı belirtmeden askeri araçlara da zarar verdiklerini ve yaralanmalar yaşandığını aktardı.

Görgü tanıklarına göre, Cenin, Tulkerim ve Faria Mülteci Kampında Filistinli gruplar ile İsrail ordusu arasında şiddetli çatışmalar yaşanıyor; zaman zaman patlama sesleri duyuluyor.

İsrail’in 10 ayı aşkın süredir devam eden saldırılarında çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere can kaybının 40 bini aştığı Gazze Şeridi’nde, her geçen gün insanlık felaketi daha da derinleşiyor.