Afrika’da çıcuklar, en fazla Somali, Kongo Demokratik Cumhuriyeti (KDC), Çad, Sudan, Güney Sudan, Orta Afrika Cumhuriyeti ve Nijerya gibi ülkelerde çatışmalarda kullanılıyor.
İngiltere merkezli sivil toplum örgütü Save The Children’ın (Çocukları Kurtarın) “Çocuklara Yönelik Savaşı Durdurun: Çocuklar Barış İçinde Yaşasın” raporuna göre, 2022’de Afrika’da çocukların çatışmalardan etkilendiği ülkelerin başında KDC geldi.
Kıtada çatışma bölgelerinde kullanılan çocukların sayısı tam olarak bilinmese de BM’ye göre dünya genelinde yaklaşık 250 bin çocuk asker bulunuyor ve bu çocukların yüzde 40’ının Afrika’da olduğu tahmin ediliyor.
Uzmanlara göre, iç savaşların ve etnik çatışmaların yaygın olduğu bölgelerde savaştırılan, baskı ve şiddete maruz kalan savunmasız çocukların, bu durumdan kurtarıldıktan sonra da dikkatle takip edilmesi ve korunması gerekiyor.
Uluslararası hukuka rağmen “çocuk asker” gerçeği engellenemiyor
Son aylarda iç savaşın şiddetlendiği Sudan, KDC ya da Nijerya gibi ülkelerde isyancılar ve terör örgütlerinin çocukları çatışmalarda kullandığına dair basında iddialar yer alsa da Afrika’da çocuk asker konusu yeni değil.
Çocukların çatışmalarda kullanılması konusunda suçlananlardan eski Liberya Devlet Başkanı Charles Taylor, 1990’larda iç savaşın yaşandığı ülkede “Küçük Erkek Birlikleri” kurarak 15 yaş altı çocukları çatışmalara sokmaktan yargılanmıştı.
Çocuk askerlerin yaşı giderek düşüyor
Milli Savunma Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Murat Yiğit ve İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ahmet Yusuf Özdemir, Afrika’daki çocuk asker konusuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Yiğit, “Cenevre Konvansiyonu Çocuk Hakları Sözleşmesi, 1997’deki Cape Town İlkeleri ve 2007’de yürürlüğe giren Paris İlkeleri gibi artık detaylandırılmış olan uluslararası hukuk mevzuatına rağmen, çocukların savaşlarda ve çatışmalarda kullanılmasının engellenmemiş olması endişe verici.” dedi.
Afrika’da çocukların özellikle iç çatışmalarda sahaya sürüldüğünü ifade eden Yiğit, silahlı gruplar ve terör örgütlerinin çocuk asker tercihinin arkasında daha düşük maliyet gerçeğinin yattığına işaret etti.
Yiğit, “Yaş grupları giderek düşen çocuk askerler çatışmanın ana unsuru olarak değil, yardımcı ve destek unsurları olarak işlev kazanıyor. Her durumda çocuk askerlerin silahlı saldırı sonucu ölmek veya yaralanmak, tecavüze uğramak, işkence görmek gibi kötü durumlara maruz kaldığı uzun süredir çeşitli uluslararası metinlerin konusu olduğundan çocuk istismarı olarak kabul edilen çocuk askerlik, insanlığa karşı işlenen suçlar ve savaş suçları arasında da yer almaktadır.” şeklinde konuştu.
Mali’de Tuareg hakimiyetindeki grupların oluşturduğu Azavad Hareketleri Koordinasyonunu (CMA) örnek gösteren Yiğit, ayrılıkçı silahlı örgütlerle yapılan görüşmeler sonucu kimi bölgelerde çocukların çatışmada kullanılmadığını gözlemlemek üzere heyetler gönderildiğini ve çocukların güvenliğinden emin olunduğuna dair bilgilerin kamuoyuyla paylaşıldığını belirtti.
Yiğit, çocuk askerlerin sadece çatışmalarda ölmek, işkence ve cinsel istismar gibi tehlikelerle değil, olumsuz iklim koşulları ve kuraklık gibi nedenlerden dolayı zor şartlarla karşı karşıya kalabildiğine işaret ederek, “Afrika’da devlet otorite ve kapasitelerini güçlendirmeden bu soruna kalıcı çözüm bulma imkanı maalesef yok denecek kadar az. Üzülerek söylemek gerekir ki Afrika’da çatışmayı ortadan kaldırmadan ve barışı, istikrarı hakim kılmadan tüm siviller gibi çocuklar da zarar görmeye devam ederler.” açıklamasını yaptı.
Savaşlar uzadıkça çocuk asker sayısı artıyor
Çocuk asker olgusuna karşı hükümetler, Birleşmiş Milletler (BM) ve sivil toplum kuruluşları tedbir ve önlemler alsa da çocukların savaşlarda kullanılması engellenemiyor.
İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Özdemir ise silahlı grupların en temel hedeflerinden birinin kendi idareleri altında yönetecekleri topluluklara sahip olmak olduğuna dikkati çekti.
Özdemir, “Orta Afrika Cumhuriyeti, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Sudan, Afrika kıtasında adeta kronikleşmiş iç savaşların yaşandığı, neredeyse her yıl yenilerinin eklendiği farklı isyancı gruplara sahne olan çatışma bölgeleridir. Krizin dozu arttıkça ve süresi uzadıkça bu yapıların da başvurdukları taktiklerin vahşet derecesi katlanarak çoğalmaktadır. Bu gruplar rakiplerine acı vermek başta, hedeflerine ulaşmak için yapabileceklerinin sınırı olmadığını göstermek amacıyla çocuklara başvurmayı tercih etmeyi bile düşünebilmektedirler.” şeklinde konuştu.
Savaşın seyrini değiştirebilecek etkideki sistematik terör pratiği olarak çocukların silahlı çatışmaya zorlanmasının ayaklanmacılar ve karşıtları açısından etik ve hukuki olarak gri bir alanda yer aldığını belirten Özdemir, “Soruna yaklaşırken bunu basit bir suç eyleminden farklı olarak çocuğun örgütün üst siyasi hedefini veya ideolojik dayanaklarını idrak edecek yaşa gelmeden, akranlarıyla katılım gösterdiğini akılda tutmak gerekiyor.” ifadesini kullandı.
Özdemir, uluslararası hukukun, çocukların savaştırılmasının yasaklaması bir yana hükümetlerin de kalkışmayı bastırmak için hedef aldıkları gruplar arasında çocukların bulunmasının konuyu etik çıkmaza sürüklediğini kaydetti.
Çocukların korunması meselesinin en önemli konular arasında yer aldığını dile getiren Özdemir, çocukların silah altına alınmadan önceki sürece ilişkin çözüm önerilerinin kısıtlı kaldığına dikkati çekti.
Özdemir, kurtarılan çocukların toplumsal hayata yeniden uyum sağlama süreçlerinin dikkatle takip edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “İç savaş sonrasıyla ilgili silahsızlanma, terhis, yeniden yerleşim ve yeniden entegrasyon süreçlerinin dikkatle takip edilmesi gerekmekte. Halen yetişkinlere uygulanan bu adımlar söz konusu çocuklar olduğunda psikolojik destek ve rehberlik hizmetlerinde uzmanlaşmış kişilerin gözetiminde yürütülmesine özen gösterilmeli.” dedi.
Kaynak : TRT HABER
GÜNDEM
23 Aralık 2024SPOR
23 Aralık 2024GÜNDEM
23 Aralık 2024SPOR
23 Aralık 2024SPOR
23 Aralık 2024GÜNDEM
23 Aralık 2024GÜNDEM
23 Aralık 2024